Yıllar önce JP Morgan’dan ayrıldığımda birçok kişi deli olduğumu düşündü. Demek istediğim, yatırım bankacılığı sektöründe gelecek vaat eden bir kariyeri bırakıyordum, yıllık 700 bin ABD doları garantili bir maaş gelirinden bahsetmiyorum bile.
Şimdi geriye dönüp baktığımda onlara hak verdiğimi söyleyebilirim. Gerçekten biraz deliydim. Ama risk almak için biraz da deli olmak gerekir, değil mi?
Birkaç yıl sonra, bu riskin karşılığını milyar dolarlık bir zaman takip programı şirketine sahip olarak aldığımızı rahatlıkla söyleyebilirim: Jibble.
Personel zaman takibinde yeni standart.
Jibble Serüveni Nasıl Başladı?
Biraz geriye gidelim. Pek çok insan şu anda bulunduğumuz noktaya gelene kadar her şeyin sorunsuz ilerlediğini düşünüyor. Ama sizi temin ederim, durum hiç de öyle değil.
Jibble, bir girişimci olarak denediğim 5. girişimdi. Jibble’dan önce, piyasada eksik olduğunu düşündüğümüz bazı yönlere odaklanan bir dizi girişimim oldu.
2010 yılında, o zamanlar Malezya’da bir web sitesi için ödenen en yüksek meblağa sattığımız bir emlak web sitesi olan ThinkProperty.my’nin kurucu ortağı oldum. Ayrıca yarı zamanlı bir iş sitesi olan Skoot ve bir toplu tişört alım sitesi olan Teyoot üzerinde de çalıştım. Her ikisi de tuttu ama devam etmeye değecek kadar nakit akışı sağlamadı. Anlayacağınız, büyük işlere odaklanmak istiyorduk. 2015’e geldiğimizde, perakende için bir sadakat uygulaması olan ve şu anda Malezya’nın 1 numaralı dijital sadakat programı olan Mulah Rewards’ı başlattık.
Ne diyebilirim ki? Bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz. Ancak geriye dönük olarak bakarsanız, her bir girişimden aldığınız dersler nedeniyle aslında her iki şekilde de kazanıyorsunuz. Bu konuya daha sonra değineceğim.
Jibble’a geçiş, Malezya’daki işletmeler için bordro işlemlerini basitleştirmeyi amaçlayan çevrim içi bir bordro ve İnsan Kaynakları yazılımı olan PayrollPanda’yı piyasaya sürdüğümüzde gerçekleşti. PayrollPanda zaten son derece iyi performans gösteriyordu. Ancak daha sonra yakın arkadaşım Fawad, bunun kendine ait bir zaman takip yazılımı ile daha da güçlü bir ürün olacağını öne sürdü. Haklıydı.
Gerçekten de sadece Malezya’da değil, uluslararası pazarlarda da güvenilir bir zaman takip yazılımına ihtiyaç vardı. Biz bu boşluğu doldurmak için doğru noktadaydık.
Buradaki fikir, PayrollPanda’yı Malezya pazarına odaklanan bağımsız bir işletme olarak çalıştırmaya devam etmekti. Öte yandan Jibble, dünyanın her yerindeki işletmelerin zaman takibi ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulacak uluslararası bir ürün olacaktı. İşte o zaman kapılar açıldı.
Jibble Nasıl Milyar Dolarlık Bir Zaman Takip Programı Şirketi Oldu?
Jibble’ı bugünkü haline nasıl getirdiğimizin hikayesi aslında cesaret ve odaklanma ile ilgili. Her şeyde olduğu gibi sıfırdan başlamamız gerekiyordu ve ben de size bu noktada bizi milyar dolarlık bir zaman takip programı şirketine dönüştüren ve size de fayda sağlayabilecek bazı ilkelerden bahsedeceğim:
- Tamamlanmamış bir ürünle işe koyulun.
- Sadece iş planına değil, insanlara güvenin.
- Doğru insanlarla bağlantı kurun.
- Siz değil, ürününüz konuşsun.
- Site trafiğinizi organik olarak artırın.
- EKSTRA sıkı çalışın.
1. Tamamlanmamış bir ürünle işe koyulun.
Bu kulağa tuhaf geliyor, değil mi? Açıklayayım.
Bir ürünü piyasaya sürmeden önce her yönüyle mükemmel hale getirmeyi beklemek yerine, sadece bir kısmını hazır hale getirin. Mantığa aykırı görünebilir, ancak bu sizi gerçekten önemli olana odaklanmaya zorlayan, kaynakları gereksiz özelliklere harcamanızı önleyen ve gerçek kullanıcı geri bildirimlerine dayalı olarak sizi istediğiniz sonuca daha hızlı götürmeye olanak tanıyan bir stratejidir. Minimum uygulanabilir ürün (MVP) ile başlayarak ürününüzü piyasaya daha erken sürebilir, kullanıcılarınızın geri bildirimleriyle bir şeyler öğrenebilir ve buradan yola çıkarak güncelleme ve iyileştirmeler yapabilirsiniz. Burada önemli olan, mükemmeliyetçilik yerine verimliliğe ve gereken durumlara doğru yanıtlar verebilmeye öncelik vermektir.
“Sade kalın, başka konulara sapmayın, ilerlemeye devam edin.”
Jibble’ı ilk olarak sadece temel bir zaman takip aracı olarak uygulamaya koyduk. Zaman içinde daha da geliştirdik ve devam takibi, izin yönetimi, planlama ve raporlama için çeşitli gelişmiş özellikler ekledik. Hatta GPS takibi, konum sınırlama, yüz tanıma ve ekran izleme özelliklerini de ekledik. Kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına göre sistemimizi hala güncelliyor ve geliştiriyoruz.
Bu yüzden kafanızdaki mükemmel ürünü hemen piyasaya sürmeye kendinizi fazla kaptırmayın. Ürününüzü piyasaya sürün ve ilerledikçe geliştirmeye devam edin. Yarım bir ürün oluşturmak pazara daha hızlı girmenizi, fikirlerinizin işe yarayıp yaramadığını görmenizi ve neticesinde insanların gerçekten ihtiyaç duyduğu mükemmel bir ürün oluşturmanızı sağlar.
2. Sadece iş planına değil, insanlara güvenin.
Yatırımcıların bir karar vermeden önce iş planınızın her yönünü titizlikle incelediğini varsayabilirsiniz. Ancak benim deneyimlerim aksi yönde.
İlk yatırımcılarımıza sunum yaptığım ilk birkaç seferde, direkt sadede gelerek beni şaşırttılar. İşin ayrıntılarıyla ya da teknik özellikleriyle pek ilgilenmiyorlardı. Daha ziyade benimle ve yapabileceğime inandıkları şeylerle ilgilendiler. İlk sunumum Jibble’a 1 milyon ABD doları tutarında bir yatırım kazandırdı ve bu daha önce büyük ölçüde kendi finansmanına bağlı olan Jibble için çok kritik bir adım oldu.
Tüm bu süreç bana önemli bir ders verdi: yatırım fırsatlarını değerlendirirken ya da genel olarak insanların fikirleri üzerine değerlendirmeler yaparken, sadece iş planından ziyade işin arkasındaki insanlara odaklanmak çok önemlidir. İş planları değişebilir, ancak girişimi ileriye götüren kişiler sabit kalacaktır.
Büyük iş adamlarına yapacağınız bir sonraki sunum için bunu aklınızda bulundurun. Sadece fikri değil, aynı zamanda fikrin arkasındaki ekibin tutkusunu, adanmışlığını ve kapasitesini de vurgulamayı unutmayın. Ne de olsa, bir girişimin başarısında en nihayetinde fark yaratan insanlardır.
3. Doğru insanlarla bağlantı kurun.
Bir şirket kurmak ve büyütmek söz konusu olduğunda doğru kişilerle bağlantı kurmak çok önemlidir. Sadece ürününüzü tanıtmanıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda şirketinizi ileriye taşıyabilecek fırsatlara da kapı açar.
Ağ kurma ve pazarlama söz konusu olduğunda benim tercih ettiğim platform genellikle LinkedIn oluyor. Bu platformda 500’den fazla bağlantı ve 233.000’den fazla takipçi edinmeyi başardım. Bence bu çok çılgınca. Bu platform hiç şüphesiz Jibble’ın erişim alanının genişlemesinde etkili oldu.
Her bir paylaşımım yaklaşık 150.000 görüntülenme alıyor ve markamız için güçlü bir pazarlama aracı olarak hizmet ediyor. LinkedIn paylaşımlarım ve bağlantılarım sayesinde sadık müşteriler edindim ve ekibimizin büyümesine önemli ölçüde katkıda bulunan yetenekli bireyleri işe alma ayrıcalığına sahip oldum.
Buradan çıkarılacak en önemli ders şudur: Mevcut ağınızdan yararlanın. Önemli bağlantılar kurarak ve LinkedIn gibi platformlardan yararlanarak, işletmenizin büyümesi ve başarısı için çok sayıda fırsata sahip olabilirsiniz. Yani pazarlama için binlerce dolar ödemenize gerek yok!
4. Siz değil, ürününüz konuşsun.
Jibble’ın büyümesinin büyük bir kısmı kaliteye olan bağlılığımızdan kaynaklanıyor. Jibble’ı temel bir zaman takibi programından esasen hepsi bir arada bir iş yönetim programına doğru geliştirdiğimiz birkaç yılın ardından, harika bir ürünün gücüne ilk elden tanık olduk. Büyük ölçüde geleneksel pazarlama taktiklerine güvenmek yerine, kullanıcılarımızın gelişen ihtiyaçlarını karşılamak adına ürünümüzü geliştirmeye odaklandık.
Özellikle özel pazarlama personeli olmayan 70 kişilik bir ekibe sahip olmamıza rağmen, Tesla ve Harvard Üniversitesi gibi prestijli kurumlarla sözleşme imzaladık. İlginç bir şekilde bu kuruluşlar bize ulaştı!
Bu noktada kulaktan kulağa yayılan bilgilerin en büyük yardımcımız olduğunu ifade etmeliyim. Tesla ve Harvard Jibble’ı kullanmaya başladıktan sonra, diğerleri de platformumuzun operasyonlarına kattığı değer ve verimliliğin farkına vararak hızla bizi takip etmeye başladılar.
Stratejimiz her zaman ücretli pazarlama yerine ürün mükemmelliğine öncelik vermek oldu. Fazla söze yer bırakmayacak kadar kaliteli bir ürün yaratmaya odaklandık. Büyük liglerdeki işletmelerin tarzı budur. Örneğin Tesla’yı ele alalım; kapsamlı pazarlama kampanyaları olmadan kayda değer bir başarı elde ettiler. Benzer şekilde, diğer pek çok başarılı şirket de ilk aşamalarında reklam bütçelerinden ziyade ürünlerinin gücüne güvenmiştir.
Jibble için de bu durum farklı değil. Şuna kesinlikle inanıyoruz:
“Üst seviye bir ürün, size ücretli pazarlamanın kazandıracağından çok daha fazla müşteri kazandıracaktır.”
5. Site trafiğinizi organik olarak artırın.
Site trafiği özellikle bu dijital çağda çok önemlidir. Ürününüz ne kadar iyi olursa olsun, güçlü bir çevrim içi varlığa sahip olmadan katlanarak büyüyemez ve milyar dolarlık bir zaman takip programı şirketi haline gelemezsiniz. İnsanlar internette ürününüzle ilgili bir şey aradıklarında sizi görmelerini istersiniz. Ama bunu nasıl yapacaksınız? Bunun cevabı ”içeriktir”. Tabii ki sadece içerik değil, kaliteli içerik.
“Ürünlerimiz gibi, sitemizi ziyaret eden insanlar için de kaliteli içerik oluşturmak amacıyla ekstra çaba sarf ediyoruz.”
Hedef kitlemizin ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre uyarlanmış yüksek kaliteli içerik oluşturarak, yalnızca sitemize daha fazla ziyaretçi çekmekle kalmıyor, aynı zamanda sektörümüzde güvenilirlik ve otorite oluşturuyoruz. İster bilgilendirici blog yazıları, ister ilgi çekici videolar ya da yardımcı rehberler olsun, değer katan ve kitlemizde yankı uyandıran içerikler sunmaya önem veriyoruz.
Sitenizi ziyaret eden her bir kişi, ödeme yapan müşterilerinizden biri olma potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla sitenize girdikleri anda gördükleri içeriğin kalitesinin ürününüzün kalitesini yansıtmasını istersiniz. Bu konuyu daha detaylı olarak açıklayabilirim ancak daha fazla bilgi edinmek isterseniz, tek bir ücretli reklam olmadan zaman takibinde Google trafiğimizi nasıl artırdığımıza dair makalemize göz atmalısınız!
6. EKSTRA sıkı çalışın.
Elon Musk söylediğinde haksız değildi:
“Bir iş kurmak herkese göre değildir. Genel olarak, bir iş kurmak için en önemli faktörün yüksek bir acı eşiğine sahip olmak olduğunu söyleyebilirim.”
Girişimcilik, zora gelemeyen insanlar için kesinlikle uygun değildir. Avukat ve doktora öğrencisi olan meslektaşlarımın girişimciliğe atıldıklarını ve deli gibi mücadele ettiklerini gördüm. Bazıları yılmadı ve sonunda başarıya ulaştı. Bazıları ise sadece birkaç ay içinde devam edecek cesareti bulamadılar ve eski işlerine geri döndüler.
İş dünyası herkese göre değildir ve diplomanız ya da hukuk sertifikalarınız burada hiçbir şey ifade etmez. İş dünyasında başarı niteliklere göre verilmez; tamamen kararlılık ve cesaretle kazanılır.
Birkaç kez başarısız olacaksınız, bu kesin. Ancak elinizi çabuk tutmanız ve gerektiğinde girişimlerinizi değiştirmeye veya bırakmaya istekli olmanız gerekir. İşte bu nedenle, başlangıçta minimum seviyede uygulanabilir ürün oluşturmanın, sonuna kadar gitmekten ve fazla talep göreceğinden bile emin olmadığınız tam gelişmiş bir ürün için binlerce saat harcamaktan daha iyi olduğunu söylemiştim.
“İş dünyası acımasızdır ve sıkı çalışmanın yerini hiçbir şey tutamaz.”
Gerçekten de çok çalışmanın yerini hiçbir şey tutamaz, ancak en iyi sonuçları elde etmek için doğru yönde çalışıyor olmanız ve doğru insanlarla birlikte çalışmanız da son derece önemlidir.
Jibble Nasıl Fark Yaratıyor?
Jibble’ın hedefi her zaman insanların yaşamları ve çalışma şekilleri üzerinde gerçek bir etki yaratacak bir ürün yaratmak olmuştur. Özenli ve sürekli bir ürün geliştirme süreci sayesinde bunu başardık.
Bugün itibariyle Jibble, dünya çapında binlerce şirket tarafından operasyonlarını kolaylaştırmak, üretkenliği artırmak ve iş güçleri hakkında değerli bilgiler edinmek için kullanılıyor. Yenilikçi zaman takip programımız, Tesla gibi büyük şirketlerden yeni kurulan şirketlere ve hatta ev ofislerinden çalışan serbest çalışanlara kadar her ölçekteki işletme için vazgeçilmez bir araç haline geldi.
Ama mesele sadece rakamlar değil. Bizi asıl motive eden şey, insanların günlük yaşamları üzerinde yarattığımız etki. Kullanıcılarımızdan Jibble’ın zamandan tasarruf etmelerine, idari yüklerini azaltmalarına ve ekip işbirliğini geliştirmelerine nasıl yardımcı olduğuna dair yorumlar duyuyoruz. Bu olumlu geri bildirimler tutkumuzu besliyor ve ürünlerimizi yenilemeye ve geliştirmeye devam etmemiz konusunda bizi motive ediyor.
Zaman takibinin ötesine geçen Jibble, kuruluşlar içinde hesap verebilirlik ve şeffaflık kültürünü teşvik ederek fark yaratıyor. Yüz tanıma ve GPS takibi gibi gelişmiş özelliklerimiz sayesinde işverenler, çalışma saatlerinin doğru bir şekilde kaydedildiğinden ve uzaktaki ekiplerin zamanlarından sorumlu olduklarından emin olabiliyorlar. Bu görünürlük düzeyi güven ve hesap verebilirliği artırması yanında, aynı zamanda işletmelerin operasyonlarını daha iyi hale getirmek için veriye dayalı kararlar almalarını sağlıyor.
İşte Jibble’ın farkı budur.
Jibble İçin Gelecekte Ne Var?
Geldiğimiz nokta karşısında mütevazıyız. Kulağa ne kadar klişe gelse de, dünyanın dört bir köşesinden son derece çalışkan ekiplerim ve her şeyin ötesinde bana destek olan ailem olmasaydı tüm bunlar mümkün olmazdı. Şimdiye dek Jibble gerçek bir yolculuktu ve kesinlikle bitmiş değil.
Milyar dolarlık bir zaman takip programı şirketi olarak, ilk başladığımızın aksine artık elimizde neredeyse sınırsız kaynak var. Ancak buna rağmen veya belki de bu nedenle, değerlerimize ve hedeflerimize sadık kalmamızı sağlamak için hareketlerimizde daha da bilinçli hale geldik.
İlerlerken odak noktamız yenilik, büyüme ve her şeyden önce olumlu bir etki yaratmak olmaya devam ediyor. Odaklanmaya, başarı konusunda hevesimizi sürdürmeye ve kendimizi yeni zirvelere taşımaya devam ediyoruz. Teşekkürler!
